Genel

Yalnızlaştırma Sabotajı

Abone Ol 

Hayat bazı şeyleri fark etmeden yaptırıyor. Benim kim olduğumun bir önemi yok şu anda. Ben de hayatla öyle ya da böyle mücadele eden hayatta kalmaya çalışanlardan biriyim sadece. Gelecek kaygılarımdan çok , geçmişe dönük pişmanlıklar içerisinde yaşamış kişilerden sadece biri. Çok düşünüp, hep aynı döngüyü tekrarlayan neden böyle oluyor diye defalarca düşünüp yine fark etmeden yaşayan insanlardan sadece biri. Ama son bir haftadır kendimi kendime değil de bir başkasına, beni hiç tanımayan birine anlattığımda bir aydınlanma yaşadım. Güzel bir günün akşamıydı. Yine kendime olan inancımı toparlamaya çalışyordum kendi çabalarımla. Gidiyorum , dolaşıyorum düşünüyorum parklarda. Kendi kendime kafamın içinde kendimi değerlendiriyorum.  Biriyle karşılaşıyorum. Yakınına oturup selamlaşıyorum. Ordan burdan derken düşüncelerimi sesli bir şekilde dillendiriyorum. Başlıyorum anlatmaya. Beynimin içinde bir ben var benden başka. Yunus Emre`yi hep sevmişimdir, şimdi daha da çok seviyorum çünkü onu anladım kendimce.  Hep onun dediği oluyor ama oyuncu fark etmiyor bile. Kendi kendime düşündüğümde fark ettiğim bir şey var. İkili konuşmalardan hep zevk aldığım ama söz konusu 3 ve daha fazlası durumlarda kendimi hep geri çektiğim. Sonrasında da karşımdakileri suçlamam, onlara öfkelenmem. Bu olay birçok kez yaşandı. Farklı insanlarla. Sonra düşündüm ki onlar beni dışlamıyor. Her seferinde aynı şey oluyor ve ortamda tek değişmeyen öge benim. Demek ki olay benden kaynaklanıyor. Peki neden böyle hissediyorum? Ne oluyor da kendimi hep dışlıyorum? Bunu ne kadar düşünürsem düşüneyim bir sonuç elde edemedim. Sonra karşımdaki kişi:

-Sen kendini sabotaj ediyorsun o zaman dedi.

Başta çok sinirlendim. Beni tanımıyor hemen benim hakkımda bir karara vardı iki cümle kurdum diye dedim. Yüzümdeki ekşi ifadeyi görünce açıklamaya başladı.

– Bir şekilde o insanlarla birlikte olduğunda kendini dışlıyorsun çünkü kendini korumaya çalışıyorsun.

– Neyden ? Arkadaşlarım tehlikeli insanlar değiller.

-Böyle bir hikâye daha önce de duymuştum. Çok benzer cümleleriniz var. O hikâyede de kendi kendini sistemli bir şekilde sabotaj eden bir arkadaşım var. Arkadaşları çok iyiler ama hep kendini onların yanında eksik hissediyor. Başarı odaklı biri. Başarılı olmadığını hissettiği ortamlarda yanlış bir şey yapıp kendini gülünç duruma düşürecek diye ödü kopuyor. Vakti zamanında ailesi, akrabaları yaptığı her hareketle dalga geçmiş. Hiçbir yaptığından övünerek değil de dalga geçerek bahsetmişler. Hep karşılaştırılmış. Kardeşiyle, sınıf arkadaşlarıyla. Şimdi de bu duyguya yakın olduğu için hep kendinden daha iyi olduğunu düşünmüş çevresindekilerin. Bir şekilde konuştuğu herkes ondan bir konuda daha iyiymiş ve bunu çok iyi analiz eden arkadaşım konuyu hep bilmediği taraflara getirip, kendine hep bilmeden yıllarca eziyet etmis. Onun içinde bir yerde alışık olduğu bu muameleyi tekrar etmesi hiç de mantıksız değil. Her seferinde bu durumla karşılaştığının farkına bile varmamış. Özel hayatı bu yüzden yürümemiş. Mülakatlarda konuyu bir şekilde çok da iyi bilmediği konu üzerine getirmis. Hayatına küçüklükten beri kattığı bir şemayı tekrar edip durmus.

– Sonra ne oldu peki? Nasıl fark etti? Kurtuldu mu bunu kendine yapmaktan?

– Evet. Bir nebze de olsun artık adımlarını daha korkusuzca atmaya başladı. Arkadaşım bize çok anlatırdı bu durumunu. Biz de onu haklı bulur üzülmemesi için hep teselli verirdik. Aklımıza bir şey gelmezdi başka. O da bu teselli ile birkaç gün idare eder sonra tekrar şemasını yaşatırdı. Sonrasında kitaplar okumaya, videolar izlemeye, eğitimlere katılmaya başladı.Başta bulunduğu durumu bu sayede fark etti. Sonrasında kendine sürekli sorular sormuş.Neden böyle hissettim? Ben ne yapıyorum şu anda? Kendi içinden çıkıp dış bir gözle kendine bakmaya çalışmış. Başlarda çok zor olmuş. Ara ara pes etmiş. Ama bu sürecin sancılı olduğunu kitaplardan ve videolardan bildiği için tekrar tekrar denemiş. Bir süre sonra ,yaklaşık iki yılını aldığını söyler, zamanla kendini arkadaşlarının yanında daha rahat hissetmeye başladığını söyler, bilmediği konular olduğunda sessizleşmeyi değil o konu hakkında sorular sorarak arkadaşlarına katılmayı tercih etmiş. Kendini kendi yalnızlastırmayı bırakıp, kendini dahil etmeyi ögrenmiş kısaca.

O sırada içimde havai fişekler patlamaya başladı. Çünkü ben de bir nebze böyle hissediyordum ve nedeni bu olabilirdi. Hemen bunları not aldım. Karşılaştığım kisiye bir kahve ısmarladım. Sonradan öğrendim ki anlattığı kişi arkadaşı değil kendisiymiş ve bunu psikoloji okurken keşfetmiş.

Belki bir faydası olur bu kıssadan hisse size de. İçinizdeki kişinin size göstermeye çalıştığı, defalarca denese de fark etmediğiniz şeyi göstermeye. Sorular sorun ve denemekten vazgeçmeyin.

Sevgilerle ElifA,

Abone Ol 

ElifA

1993 Afyonkarahisar dogumluyum. Yazmayi, okumayi, dinlemeyi severim. İngiltere'de genetik alanında doktora eğitimi almaktayım. Akademik hayatta molalar vererek bir takım yazılar yazıp burada paylaşıyorum. Keyifli okumalar !

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu