GenelSocial

Hayatın Mizah Anlayışı Üzerine: Merdiven

Abone Ol 

Merdiven: birbirinden farklı yükseklikte bulunan iki yüzeyi; eğimli ya da dik basamaklar yardımıyla birbirine bağlayan mimari yapı.Merdiven: birbirinden farklı yüksekliklerde bulunan hedefleri, hayalleri eğimli ya da dik basamaklarıyla birbirine bağlayan hayatın mizah anlayışını somutlaştırmış yapı.Kendimizi bulduğumuzu, tamamen tanıdığımızı hissettiğimiz o ilk an gözlerimizi yere çevirip baktığımızda ayaklarımızın altında henüz ilk basamağında yer aldığımız merdiven ve yavaşça kafamızı kaldırdığımızda önümüzde aynı basamaktan yüzlercesi hatta binlercesi vardır.Hayallerimiz ve hedeflerimiz ne kadar fazlaysa, basamağımız da o kadar fazladır bu merdivende.Arkamıza dönüp baktığımızda herbiri bize ait tümsekleri uzaktan görme şansı buluruz.Olduğumuz basamağa gelene kadar, kendimizi bulduğumuzu ve tamamen tanıdığımızı hissettiğimiz o ana kadar, birçok tümseği aşıp gelmişizdir.İlk basamak hem tümseklerimize hem de hedeflerimize en yakın olan noktadadır.Herbir tümseğin üzerinde ayak izlerimiz vardır ve kendimizi tanıdığımıza olan inancımız zedelenirse kendimizi o ilk basamaktan inmiş buluruz.Ancak benliğimizi bulduğumuzdan eminsek ve bütün tümseklerin bizi yetiştirdiğini adımlarımızdan okuyabiliyorsak önümüzde bizi bekleyen yüzlerce belki de binlerce basamak vardır.

Benliğimizden şüphe edip geriye döndüğümüzde o andan doğumumuza kadar olan her tümseği yeniden aşmamız gerekir.Kocaman dünyamızın toprağında iz edinmiş adımlarımızın ya üzerine basarız ya da yeni ve daha büyük adımlarla aşarız yolu.Yeniden merdivenin önüne gelene dek bir daha dönmemek için her adımımızı ezberlememiz, özgüvenimizi tazelememiz, kim olduğumuzun ve yetilerimizin farkına varmamız gerekir.Nihayet oraya geldiğimizde yaşamımızdaki tümseklerin bizi biz yaptığını anlarız.Onlar, merdivende bir sonraki basamak için attığımız her basamakta aklımıza kazınmıştır, bizleri tecrübe sahibi yapmıştır.Kendimize hayaller ve hedeflerle basamak basamak oluşturduğumuz merdivenin bizi kendi dünyamızın toprağından, tümseğinden daha çok yormayacağını biliriz.Hedeflerimiz uğruna bize basamaklarda dimdik adım attıracak öğrenmemiz gereken her şeyi tecrübelerimizle, taşımızla, toprağımızla öğrenmişizidir.

Benliğimizden şüphe etmeden ya da yolu tekrar gidip gelerek hayatın mizah anlayışına sahip yapıya ulaştığımızda basamakları çıkmak ve olduğumuz basamakta kalmamak ya da basamakları hezeyan içinde inmemek yine bizim elimizdedir.Bizi toprağımızla gökyüzümüz arasında bağlayan uçsuz bucaksız basamaklarımızı hayatımızın kimi zamanında ikişer üçer kimi zamanında teker teker çıkarız.Bazen aylarca aynı basamağı aşamasak, bir kenarında oturup beklemek durumunda sıkışıp kalsak da geri inmemek uğruna çabalar ve bir sonraki basamağa günün birinde çıkarız.Bazen aynı basamağı defalarca inip çıkmamız gerekir.Bazen de bu uzun yolculukta dengemiz sarsılır, düşecek oluruz.Merdivenlerde güvenliğimizi sağlamak amacıyla yanlarda korkuluk ya da tırabzan gibi destekler kullanılır; hayallerimizi basamaklar üzerine inşa ederken bize destek olacak nesneleri, insanları, duygularımızı, düşüncelerimizi korkuluk ya da tırabzan gibi destekler olarak merdivenimize yerleştirmezsek gökyüzüne olması gereken vakitten çok daha geç varabiliriz belki de düşeriz.Düşlerimizin gerçekleşmesi için bize destek olacak, bizi bulunduğumuz basamakların altına indirmeyecek her parçamızı gökyüzüne varacağımız yola yerleştirmeliyiz ki vaktinde semaya varalım.Gün gelip en son basamağa vardığımızda ayaklarımızın altındadır taşımız, toprağımız, bulutlarımız.Yanımızda yolumuza yerleştirdiğimiz, yol boyu bizi yalnız bırakmayan desteklerimiz olmalıdır ki tümseklerde bulduğumuz benliğimizi bulutlar üzerinde kaybetmeyelim.

‘Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak.

Sular sarardı… yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…”

Eda Yekşun

Abone Ol 

Eda Yekşun

2002, Konya doğumluyum.Mehmet Münevver Kurban Anadolu Lisesi'nden 2021'de mezun oldum.Dokuz Eylül Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim.Ayrıca ikinci üniversite olarak Anadolu Üniversitesi AÖF üzerinden Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünü okuyorum.Çeşitli üniversite öğrenci topluluklarına, derneklere, öğrenci yapılanmalarına üyeyim ve her birinde aktif olarak rol alıyorum.Bütün hayatımı ve günlük aktivitelerimi bölümümle iç içe olacak şekilde sürdürürken aynı zamanda kendimi kitaplar okumaya, çeşitli dönemlerden şarkılar dinlemeye, küçük yaştan itibaren de çizim yapmaya ve yazı yazmaya, okuduğum ve gördüğüm sanat yapıtları üzerine analizler yapmaya, gezmeye ve gezdikçe de yeni yerler ile insanların dünyasını keşfedip onları tanımaya adamış bulunmaktayım.Yazmak benim için aklımda var olan tüm soyut dünyanın milyonlarca renkle birleşince bembeyaz sayfada yer alarak somutlaşması demek.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu