Çevrenin Kişilik Üzerindeki Etkisi ?
Çevrenin Kişilik Üzerindeki Etkisi Nedir ?
Bir kişinin yaşadığı alan ve içindeki her şey onun davranışsal farkındalığını etkileyecektir. Ama o sadece kendi alanını şekillendirmekle kalmadı, onun alanı da onu şekillendirdi ve senin kendin hakkında ne hissettiğini etkiledi. İnsan, yarattığı mekanla bir ilişki içinde yaşar. Alanlar arasındaki tüm ilişkiler insanların kendilerini tanımasına ve yönlendirmesine yardımcı olur. İnsan her an kendi âlemiyle fiziksel bir diyalog halindedir. Bu alanlar tarafından sınırlandırılır ve onlar tarafından etkinleştirilir. Bir yerle meşgul olduğunda neyi yapıp neyi yapamayacağını anlayacaktır.
Mekansal bir perspektiften bakıldığında, kentsel kamusal alanlar parklar, meydanlar ve sokaklardır. Başka bir deyişle, tüm kamusal alanlar özel değildir. Kamusal alanın en dikkat çekici özelliği, devlet gücüyle sınırlandırılmaması ve istisnasız herkese açık olmasıdır.
–
Kamusal alan, kendiliğinden oluşan veya kurulan ve bireysel kontrolün ötesinde sosyal işlevler için kullanılan bir alandır. Ancak mekan söz konusu olduğunda kamusal alanı şekillendirme görevi devlete aittir. Bu tanıma baktığımızda “kamusal” terimi, herkes anlamında “kamu”nun kullanımı anlamına gelir; planlama, düzenleme ve yönetim resmi kamu, yani devlettir. Kentsel kamusal alanlar, vatandaşlar tarafından kullanılması planlanan açık ve kapalı alanlardır. Kentsel açık kamusal alanlar, toplulukları bir araya getiren meydanlar, parklar, caddeler ve sokaklardır. Farklı kültür, din ve statüdeki insanların gösterildiği ve sosyal etkileşim ve sosyal farkındalık yaratmak için bir araya getirildiği bir yer olarak tanımlanabilir.
Webe’ye (2002) göre kamusal alan, farklı sosyal sınıflardan, ırklardan ve milliyetlerden insanların buluştuğu bir yerdir.
Başka bir deyişle kamusal alan, bireylerin kontrolü dışında kendiliğinden oluşan veya toplumsal işlevler için kurulmuş bir alandır. Kamusal alan ile özel alan arasındaki karşılaştırma sayesinde kamusal alan daha iyi anlaşılabilir. Ancak mekan söz konusu olduğunda kamusal alanı şekillendirme görevi devlete aittir. Bu tanıma baktığımızda “kamusal” terimi, herkes anlamında “kamu”nun kullanımı anlamına gelir; planlama, düzenleme ve yönetim resmi kamu, yani devlettir. Kentsel kamusal alanlar, vatandaşlar tarafından kullanılması planlanan açık ve kapalı alanlardır. Kentsel açık kamusal alanlar, toplulukları bir araya getiren meydanlar, parklar, caddeler ve sokaklardır. Farklı kültür, din ve statüdeki insanlara sunulmak ve onları bir araya getirerek sosyal etkileşim ve sosyal farkındalık için bir alan yaratmak olarak tanımlanabilir.
Kentin coğrafyasına ve kültürüne göre kentsel açık alan, kentsel estetik, hayal gücü veya eğlence işlevlerini taşıyabilir. Bu işlevler mekanın yapısına göre şekillenir ve birden fazla işlev bir arada bulunabilir.
Kamusal alanın sahip olması gereken üç temel nitelik:
- İnsan ihtiyaçlarına cevap verebilmesi.
- Demokratik olması.
- Anlam yüklü olması.
Çevre ve davranış arasında güçlü bir etkileşim vardır. Bu tür bir etkileşimde kamusal alan, kentin belirli davranışlarının sergilendiği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Buradaki davranış artık kişisel değil, yaşadığı şehirde bir sosyal yapı sunuyor. Aslında, insanlarla başlama süreci, toplumun ortalama bir görünümünü, kamusal imajı ve sosyal davranışı ortaya çıkarır.
Her toplumun özellikleri, yaşadığı ve yarattığı çevrede kendini gösterir. Ancak unutulmaması gereken bir şey de insanların ve çevrenin sürekli bir değişim süreci içinde olduğudur. İnsanların değerleri, inançları, düşünceleri ve sosyal ihtiyaçları da buna uygun değişikliklerden geçmektedir.