GenelHikaye

İÇİMDEKİ DEDEKTİF

Abone Ol 

Karanlık bir gece, uzaktan gelen silah sesleri, insanların koşuşturması, tren raylarına çarpan yağmurun şarıltısıyla katilin hangi yöne gittiğinin izlerini siliyordu.
Zifiri karanlıktı etraf, yükselen çığlık seslerinin hangi yönden geldiğini algılamaya çalışıyordum. Sokak lambalarının aydınlattığı ahşap, oyuk iki katlı evden geliyordu sesler. Polisler ve ambulans belirtmişti kapıda. Evden sağlık ekipleri bir tane bayan cesediyle çıkarken ceset sıcak olay yeni yaşanmış olmalı diyordu. Kapı mühürlenerek olay yerinden uzaklaştılar. Merakım korkuyla karışmış evde neler yaşanmış öğrenmelisin diyordu içimdeki dedektif. Aklıma evin başka girişi olabilir mi düşüncesiyle etrafı dolanırken aralık bırakılmış bir cam belirdi gözüme. Oradan usulca içeri girdim, içimdeki merak olayların akıbetini öğrenmem gerektiğini vurguluyordu. İlk dikkatimi çeken evin uzun zamandır kullanılmamış olmasıydı; çünkü etraf örümcek ağlarıyla kaplıydı. Ölen kişi buraya ya zorla getirilmiş ya da burada saklanıyordu. Giriş katı hiç dolanmadan üst kata çıkan merdivene yöneldim. Basamakları çıkarken yerdeki kan damlaları soğuk kanlılığımı alıp korkuya bırakmıştı yerini. Kendimi toparlayıp hiçbir yere dokunmadan yukarı çıktım. Kavganın olduğu odadaki eşyalar yerle bir olmuş savaş alanını andırıyordu adeta.
İçimi saran korku şiddetlenmeye başlamıştı ya gelen olur da beni öldürürlerse kimsem de yok beni arayacak diye düşünürken kendimi alt katta buldum.
O an “tak” diye bir ses belirdi. Tüm bedenim korkudan titriyordu, olanca hızımla cama yöneldim, kendimi dışarı atmalıydım, tam ayağımı cama kaldıracakken bir çocuk sesi duyar gibi oldum ve merakım o an camdan içeri doğru çekti. İnilti sesiyle karışık “kimse yok mu?” diye ses geliyordu. Ama bu ses zeminin altından geliyordu acaba hayalleniyor muyum diye kendimle mücadele ederken sesin masanın altından geldiğini fark edip o yöne doğru gidip masayı çekerek halıyı kaldırdım. Ben hareketlendikçe çocuk sesinin baskınlığı artarak “kurtarın beni” diyordu. O an korkma buradayım diye bildim. Musluğun üzerinde kara saplı büyük bir bıçak ilişti gözüme. Bu zeminin altında özel yapılmış alan olmalı diye bıçak yardımıyla her köşeyi aralamaya çalışırken zeminin hareket ettiğini fark edip bıçak yardımıyla kaldırdığımda gözlerime inanamıyordum bir kız çocuğu ürkek bakışlarıyla bana bakıyor, havasızlıktan yorgun düşen bedeni kollarını dahi kaldırmasına izin vermiyordu. Bulunduğu yerden usulca, korkma diyerek çıkardım. Gözlerime bakarak annem diyebilmişti sadece…
Seni polis amcalara teslim edelim, onlarda anneni bulur olur mu, güzel prenses diyebildim sadece. Göz kapaklarını indirerek cevap vermişti. Onu annesiz geçecek serüveniyle bas başa bırakmış. Polislerden olayın iç perdesi nedir diye bilgi aldığımda olayın gizemi daha da açıklayıcıydı. Anne genel evde çalışıyordu. Kızını kucağına aldığı andan itibaren onu oradaki hayata mahkum etmemek için planlar yapmış her defasında yakalanmıştı. O bos evdeki gizli bölümü de kaçmasına yardımcı olan bir bayan arkadaşı aracılığıyla özel tasarım ustası bir marangozun yapmış olduğu, yıllar önce ölen büyük annesinin eviydi.
İçimdeki dedektif merakının bir gün küçük bir hayata dokunacağına şahit olmanın mutluluğuyla oradan ayrıldım.

Abone Ol 

Hatice Mert Onat

2010yilinda Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi (lisans) mezun oldum. 2019da Tıbbi Dökümasyon ve Sekreterlik (AÖF) bitirdim. 2022 Adalet (AÖF) bitirdim. Daha sonra kitap okuyup yazmak vazgeçilmezlerim arasında olduğu için yazarlık yolunda kendimi geliştirmek için bu yolu seçtim.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu