Evimiz, Dünya… Yaklaşık olarak 4.5 milyar yıl yaşındaki parlak mavi gezegenimiz, mikrodan makroya sayısız türe ve canlıya ev sahipliği yaptı. Uçsuz bucaksız uzayda adeta yokluğun bir parçası olan gezegenimizde, canlı hayatını neredeyse sona erdiren birçok yok oluş yaşandı. Sanıyorum ki bunun en yaygın bilineni dinozorlar ve göktaşı… Milyarlarca yıl boyunca olduğu gibi, günümüzde de bizleri tehdit eden hadiselerin meydana gelme riski ile karşı karşı karşıyayız. Son birkaç yıldır bizleri oldukça endişelendiren olay: Pandemi…
Öncelikle pandeminin ne olduğu konusunda Covid-19 meydana çıkana kadar bir bilgimiz yoktu. Ne yazık ki bunu deneyim ederek öğrendik. Küresel ekonomik buhranlar, savaşlar, küresel ısınma ve elbette pandemi… Eminim ki bir çoğumuz ne kadar kötü bir döneme denk geldiğimiz konusundaki fikirlere dönem dönem sahip olmuşuzdur. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, 2019 model pandemi ne ilk, ne de son olacak… Ancak konumuz şu an insanlık olarak atlattığımız pandemiler değil. Başka bir yazıda onu ele alırız neden olmasın..:)
Peki Bizleri Neden Bu Kadar Etkiledi?
İnsanlar sosyal varlıklardır. Sosyal bir hayat ve içinde yaşadığımız devasa metropoller de bunun en büyük kanıtı olsa gerek. Teknoloji ile beraber saniyeler içinde kıtalar arası iletişim kurabiliyor olsak bile yakın ilişkiler kurduğumuz ortamlarda bulunmak vazgeçilmezimizdir.
Hani derler ya; “Can çıkar huy çıkmaz”. Adeta bunu doğrularcasına bir dönem yaşadık. Binlerce yıllık gelenekler, alışkanlıklarımız ve 21. yüzyılın bizler üzerindeki etkileri, bu sancılı süreci atlatmamızı oldukça zor bir hale getirdi ve kapanmalar gibi durumlar alışılmışın dışında bir hayat sürmemize neden oldu. Uzun tahtalar ile çekilen halaylar, online olarak yapılan nikah törenleri ve şüphesiz en çarpıcı sonucu: uzaktan çalışma…
Elbette ki geleneksel çalışma biçimlerinden kurtulmak çok da kolay olmadı. Ofiste, masa başında geçen saatler, içinde bulunulan durum açısından risk teşkil ediyordu. Pandemi öncesi çok bilinmeyen uzaktan çalışma yöntemi bir çözüm yolu olarak bizlere sunuldu. Başlarda bu yöntem çok fazla benimsenemedi. Ancak şu an dezavantajlarından çok avantajları olan bu sistem oldukça yaygın bir hale geldi ve sanıyorum ki bizi, evden çalışma kültürünün çok daha fazla tercih edildiği bir gelecek bekliyor.
Teknolojinin Sürece Olan Etkisi
Sanayi devrimi ile beraber küresel boyutta bir nüfus patlaması yaşandığı bilinen bir gerçek. Nispeten daha az nüfus yoğunluğuna sahip yeryüzünde bir takım bulaşıcı hastalıklar ve virüslerin bulaşması oldukça güç bir haldeydi. Ancak başta havacılık sektörü olmak üzere gelişen teknolojimiz, bu hastalıkların yayılmasını kolaylaştırmıştır.
Elbette ki teknoloji sadece olumsuz anlamda etkili olmadı. Aşı gibi çok güçlü silahlar ile hastalıklara karşı dayanıklı hale geldik. Sağlık sektöründeki gelişmeler ile kayıplar azaldı, hastalık süreci nispeten daha sancısız bir hale geldi.
Covid-19 pandemisinin bizlere çok fazla şey öğrettiğini düşünüyorum. Gerektiği taktirde oldukça radikal değişiklikler ile hayatımızı kökten değiştirmek her ne kadar oldukça güç olsa da, kimi zaman tahmin bile edemeyeceğimiz güzellikleri hayatımıza dahil edebiliyor. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere…
Anlatım üslupunuzu çok beğendim. Diğer yazınızı dört gözle bekliyorum (^^)