Genel

  • “Çulsuz Yürekler”

    Devamını Oku »
  • Mecbur Döngü

    Hata denizinin ıssız ufuklarında süzülürken bir damla kaçar boğazına, yakar geçer anını ve etkiler ilerisini. Pişmanlık. Sonra kavrulmuş  dudaklarından dökülür o söz “keşke”. Keşke dersin durursun, keşke dersin düşünürsün ve keşke dersin artık yapmaya hazırsın. Yine dalarsın hata denizine, uzar gider dalgalar “keşke” dursan dalgaya kapılmadan. Damla olmaz bu sefer dalga çarpar ve keşkenin de keşkesidir bu. İnanarak tekrar dalarsın…

    Devamını Oku »
  • “Yaşın Yetmiş Beşi”

    Devamını Oku »
  • “Tekrarlanmış Eylül’ler”

    Devamını Oku »
  • SEVMEDİĞİMİZ SABAHLAR KADAR MIYIZ?

    Uzun soluklu ve zorlu öğrencilik yılları bitince, toplum tarafından bir an önce iş bulunmanız beklenir. Aslında yıllarca öğrenci olduğumuz evreden, iş bularak farklı bir evreye geçmek sanıldığı kadar kolay değildir. Özellikle Türkiye’de istihdam sıkıntısı son raddeye gelerek gençlerin üzerinde oluşturduğu dayanılmaz baskıyla, üniversiteden mezun olup hemen iş bulabilmek pek mümkün değildir. Hem işin kendisini bulmak, hem de seveceğimiz işi bulmak…

    Devamını Oku »
  • Herkesin Yaşadığı Hayat

    Yargılanmaktan korkmadan kendimizi göstermek ne kadar zordur özellikle de çocukluktan beri öğretilmiş kalıplar her gün hayatımızda yer almaya devam ederken. Tam da burada, durup farklılık üzerine düşünmek ve birbirimizi kabul etmek, bu dünyada yapılabilecek en zorlu işlerden biri gibi duruyor. Bu yargılanma korkusunu, en çok kendimiz eğer yargılamayı bırakırsak atabiliriz üzerimizden. Farklılıklar güzeldir, yargısız günlere..

    Devamını Oku »
  • Yedek Subaylık

    En az lisans derecesinde üniversite mezunu olan ancak çok istediği halde askerliğini yedek subay olarak yapamayan vatandaşlar için isteğe bağlı yedek subaylık uygulaması getirilsin. Bu tür vatandaşlar e-devlet uygulaması üzerinden yedek subaylığa baş vursunlar. Baş vuranlar yedek subay yapılsın. Bu kişiler yedek subay süresi kadar bu ünvanı kullansınlar. Kendilerine yedek subay kimliği verilsin. Devletimizi maddi külfete sokmamak için bu kişilere…

    Devamını Oku »
  • NEFESİNİ TUT

    His boşluğu ve iç burkulması diye bir kavram bütünü duydun mu daha önce? Gün doğmadan evinden çıkan insanlar, şehrin kalabalık bir hal almaya başladığı saatler ve sen. Belki yürüyerek belki bir toplu taşıma ile iş yerine vardın. Rutin halde seyreden bu “sabah 8 akşam 5” tempona günaydın dedin, belki de demedin/diyemedin. Direkt başladın bir yerden, halledip şöyle hemencecik evime gitsem…

    Devamını Oku »
  • SEVDAM

    Gençliğimin ilk sevdası, zorlu sevdası Gecelerimin yarası, Gözyaşlarımın yitiği sevdam. Herkesin unutup benim kalbimi söken sevdam. Konuşamadığım, göremediğim, hasretliğim En güzel sevdam. Kalp yaram, nefesim, ömürlüğüm, sevdam. Güz yarası gibi çabuk gelip geçtin Baharın en güzel meltemi sevdam. Gündüzüm, seher vaktim sevdam, Gecem dolunayım sevdam. Gözlerin baharın yeşili, Saçların saman sarısı sevdam,yasaklım. Efsunlu gülüşlerin sahibi sevdam. En güzel sevda senin…

    Devamını Oku »
  • Doğurduğumuz Anksiyete

    Hiç kimse doğduğu zaman depresyon veya anksiyete ile doğmaz. Kronik yatkınlığın dışında, depresyon ve anksiyete dediğimiz aslında her birimizin ruhunun içerisinde bir parça da olsa yer edinen ve kendini besleyen o duydu durumu, genellikle dış çevre olarak bizim doğurduğumuz, büyüttüğümüz ve baktığımız bir şeydir. Bir çiçeği besler gibi besleriz aslında anksiyetemizi. Her gün kendimizi erişemediğimiz hayat standardına sahip insanlarla sosyal…

    Devamını Oku »
  • internet.png

    Sosyal Medya’ya Giriş

    İnternet, Web 2.0 ve Sosyal Medya Günümüzde bireysel ve toplumsal olarak büyük bir önem ve etkiye sahip sosyal medya platformları psikoloji, sosyoloji ve ekonomi gibi birçok alanda kitlesel değişimlere yol açtı. Bu değişimler sistemde yerini almak isteyen markalar ve bireyler için sosyal medya kullanmayı zorunlu hale getirdi ‘’Sosyal Medyaya Giriş’’ yazı serisi boyunca sosyal medyayı nasıl daha etkin kullanabileceğinizi gösterecek…

    Devamını Oku »
  • İhtimaller Üzerine

    ”Huzurunu yaşadığı günde bulamayan insana kurtuluş yoktu.”Aylak adam-Yusuf atılgan İhtimaller Üzerine Dünyaya gözlerimizi açtığımız anda bizim için kainatın tüm bilgeliği avuçlarımızdaymış gibi geleceğe dair planlar yapmaya başlanır. Üstelik yapılan planların, arzu edilen geleceğin sadece bizim çabamızla bizi bulamayacağı aşikar iken öğretilen hep ihtimaller üzerine düşünmek ve plan yapmak olur.Babamın bir sözü vardı, ben kendimden ve önümdeki yıllardan emin bir şekilde…

    Devamını Oku »
  • RÜVEYDA

    Yakaladım işte, tam da can yerindenHep böyle güzel mi bakarsın?Derin bi nefes alıyorum, ne yakın bana şu dört mevsim kokan teninEllerim yokluyor kalbiniSeni arıyorum ama öyle her yerde falan değilİşte burdasın.Nasıl mı anladım?Gönlünün değdiği yer şakayık bahçelerini Kıskandırıyor da ondanŞimdi gel olur mu? ellerim üşüyorPortakal kabuğu dizdim ipe.Emaye bardaklar, içinde limonlu çayınBattaniye duruyor öylece, sen gelmeden yer edinmem diyor.İyice yaklaştırdım…

    Devamını Oku »
  • Freud’un “İd”, “Ego” ve “Süperego” kavramları

    Freud’un “id”, “ego” ve “süperego” kavramı : İd, Ego, Süperego İd – Ego – Süperego Freud, 20. yüzyılın ortalarında, özellikle Birinci Dünya Savaşı sırasında insanların vicdan bilincini sorgulamış ve bilinci üç ruhsal kategoriye ayırarak, davranışlarımızı eksen olarak gelişim kuramıyla analiz etmiştir. -İd -Ego – Süperego Freud’a göre toplumdaki durumlarımız ve davranışlarımız bu üç zihinsel duruma göre şekillenir. Freud, karar verme…

    Devamını Oku »
  • Davranışçılık ve neo davranışçılık

    Davranışçılık temel bir fikre dayanır. A uyarıcısı bir B tepkisini uyandırır ve bu etkileşimi açıklayan mekanizma koşullanmadır. 1930’lardan başlayarak, Skinner, Thorndike ve Hull gibi yeni davranış psikologları bu yaklaşımı inceledi ve destekledi. Yeni davranışçılar, uyaranların, tepkilerin ve koşullandırma değişkenlerinin davranışı anlamak için yetersiz olduğunu ve insanları etkileyen zihinsel süreçleri anlamanın gerekli olduğunu savunuyorlar. Davranışçılık, en yüksek temsilcisi J.B Watson olan…

    Devamını Oku »
  • Zaman

    A.Hande Bayraktar Yokum hayat yolculuğunda Kimsesiz ve tokum Sırlarım, içimde yara Sancılarım, kalbime yük Işık, beyhude geçti, nurla Solgun ve susuz kalmış ilkbaharda Rengi yok yaşamın Herkes aynı çukurda Esti geçti teğet Bir rüzgar, karayel poyrazla Aydınlık, içimde Karanlıklar yığın bir orduyken hem de Ordalar, varlar ama benimle değiller Ordalar, varlar ama görecek değiller Geçiyor, tel tel ömrüm Yeni bir…

    Devamını Oku »
  • İnançlar, değerler ve normların insan yaşamındaki yeri ve önemi

    İnançlar: İnsanlar bazı inançlarına göre olaylara karşı tutumlarını şekillendirirler. İnançlar, bireyin kendi duygularının bazı yönlerinin (iç alan) algılanması ve tanımlanmasıyla oluşturulan sürekli bir duygusal ağdır. İnsanların ilk inançları, iyi ve kötü doğa olaylarını algılamalarından kaynaklanır ve onları zihinlerinde barındırır. İnsanlar baskıdan, korkudan, terörden veya tersine, onlara iyi şeyler sağlayan, tutumlarını şekillendiren eylem ve olaylardan etkilenirler. Ancak doğuştan gelen çevresel olaylardan…

    Devamını Oku »
  • “Hayat kaybettiğin yerden başlar” mı ???

    Geçen gün instagram hesabıma bakınırken gördüm, bir kitabın ismiydi “Hayat kaybettiğin yerden başar”. Gerçekten de hayat kaybettiğimiz yerden mi başlıyor, kaybedene kadar hiç yaşamadık mı sayılıyor, yaşadıklarımız kaybedene kadar yanımıza kar mı kalıyor peki biz başlayana kadar kaç kere kaybediyoruz? Kaybetmek ne kadar ağır bir kelime değil mi, insana bir yanlızlık, bir çaresizlik hissi çöktürüyor oysa başlamak için bir umut…

    Devamını Oku »
  • Strateji

    Strateji, eski dönemlerde askeri platformlarda kullanılan bir ifadeyken günümüzde başarıyı arzulanan her platforma yayılmıştır. Strateji kelimesi rekabet dünyasının artmasıyla markaların sıklıkla kullandığı bir ifade haline dönüşmüştür. Özelikle marka savaşlarının etkili bir silahına dönüşen strateji, kazananın kim olacağını belirleyen muazzam bir güçtür. Peki, nedir bu stratejinin anlamı? Strateji, kelime anlamı olarak belirlenen bir amaca ulaşmak için uygulanan yöntemler ve izlenen yolların…

    Devamını Oku »
  • Yönetim Sistemi

    Yönetim sistemi; kuruluşların ilkelerini, prosedürlerini ve faaliyetlerini yönetmeye ve sürekli olarak geliştirmeye yönelik kanıtlanmış bir çerçevedir. Dünyada, 1800’lü yılların sonunda Frederick Taylor İngiltere’de “bilimsel yönetim” tezini ortaya atarak, Amerika’da “sürekli kalite ve verimlilik geliştirme” çalışmalarını başlatmıştır. Taylor’un ‘bilimsel yönetim’ yaklaşımı ile başlayan klasik yönetim biçimi, insanı makinenin bir parçası gibi görüp; ‘kuruluş için iyi olan her şey çalışanlar için de…

    Devamını Oku »
Başa dön tuşu