Genel

Yasa

Abone Ol 

“Yasa” ve “kanun”, doğal olarak, Türkçe hukuk dilinde çok sık kullanılan sözcükler. Birbirlerinin yerine geçen bu sözcüklerin arasında, kural olarak bir anlam farkı yok. Ulusal hukukta, kurallar kademelenmesinin (normlar hiyerarşisinin) en üst basamağında yer alan “anayasa” kavramının içinde “yasa” kavramı bulunuyor. Anayasa’da TBMM tarafından yerine getirilen yetki de “yasama” şeklinde ifade edilmiştir. Ne var ki, Anayasa’nın metninde “yasa” kavramına rastlanmaz. Anayasa’nın çok sayıda maddesinde söz konusu norm, “kanun” şeklinde ifade edilmiştir (örn. yetki kanunu, bütçe kanunu, kesin hesap kanunu vb.). Aynı şekilde, yürütme organı tarafından çıkartılacak düzenleyici işlemlere de “kanun hükmünde kararname” denmektedir. Yani Anayasa’nın kendi adında “yasa” sözcüğü bulunuyor olmasına rağmen, sözünde “kanun” sözcüğü yeğlenmiştir. Bu sözcük, 1924 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun adında ve metninde bulunduğu gibi, 1945 yılında yapılan “öztürkçeleştirme” faaliyetinde “kavanin” sözcüğünün “kanunlar” biçiminde değiştirilmesi yoluyla da kullanılmaya devam etmiştir. Benzer durum, 1961 Anayasası’nın metni yönünden de geçerlidir.

Anayasalardaki bu yeğleyiş, yasama organı tarafından çıkartılan metinlerde de karşılık bulmaktadır. Şöyle ki; TBMM’nin çıkarttığı normların, “yasa” değil, “kanun” adıyla (Örn. Türk Ceza Kanunu, İş Kanunu vb.) yayımlandığını görüyoruz. Yani hem Anayasa’nın hem de yasama organının seçiminin, “kanun” kavramını kullanmak yönünde olduğu söyleyebiliriz. Hatta bu durum, en son, 2005 yılında yayımlanan “Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”in 23’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında “Terim birliğinin sağlanması amacıyla taslakların başlığında ve madde metninde ‘yasa’ kelimesi yerine ‘kanun’ kelimesi kullanılır.” şeklinde açık bir düzenlemeyle de somutlaştırılmıştır.[2] Dolayısıyla, Yürütme organının da yeğleyişinin “kanun” olduğu, hatta buna normatif bir dayanak da kazandırıldığı söylenebilir.

Bunlara karşın; gündelik dilde “yasa” sözcüğüyle de karşılaşırız. Öğretide de çok sayıda yazar[3], “yasa” sözcüğü kullanmakta; hatta bazıları, “yasa” sözcüğünün kullanımının, “anayasa” sözcüğü ile tutarlılık kurulması bakımından önem taşıdığını ileri sürmektedir.[4] Bu durum, Medeni Kanun’un pek çok maddesinde “yasal” sözcüğüne yer verilmesi örneğinde görüldüğü gibi, yeni çıkan ve önem arz eden normların bazılarında da karşılık bulabilmektedir.[5] Ayrıca hem AYM’nin[6] hem de diğer yargı organlarının[7] kararlarında “yasa” sözcüğüne yer verilmesi, dikkatlerden kaçacak gibi değildir. Sonuç olarak bu konuda terminoloji terazisinin “kanun” kefesi ağır basıyor görünüyor olsa da, ikiliğin tamamen ortadan kalktığını söyleyemiyoruz.

Bu yazıda, söz konusu kavramlarının kökenine (etimolojik temeline) yönelik yaptığım araştırmada ulaştığım bazı bilgileri kısaca paylaşmak istiyorum. Ancak konuya politik güdülenmeyle yaklaşanlar için sonda söyleyeceğimi hemen burada söyleyeyim: Ne kanun ne de yasa sözcüğünün kökeni Türkçeye dayanmaktadır.

Öğretide, kanun sözcüğün Türkçeye Arapçadan, Arapçaya ise Yunancadaki “kanōn” (κανων) sözcüğünden geçtiği konusunda bir oydaşmanın olduğunu görüyoruz.[8] Gerçi sözcüğün Yunancaya nereden geldiği konusunda görüş ayrılıkları vardır. Bu sözcüğün, Yunancadaki ilk anlamının “düz çubuk” şeklinde olduğu söylenmekte[9] ve antik dönemde, vergilendirmeye ilişkin arazi kayıtlarında kullanılan bir uzunluk ölçüsü birimini imlediği öngörülmektedir.[10] Sözcüğün, sonradan “tedbir veya kural” anlamında ve İsa’dan sonra 4’üncü yüzyıldan itibaren ise “vergilendirme” anlamında kullanıldığı da ifade edilmektedir.[11] Modern öncesi dönemde devletin, halktan topladığı vergilerin bu “vergi defteri” hesabına göre yapılması “kanon defterinin” bir düzenleme anlamı kazandığını göstermiştir.

Kanun sözcüğün Arapçaya geçişi de aşağı yukarı bu çerçevede olmuş gibidir. Varsayımlara göre sözcüğün Arapçaya geçişi, Müslümanların Mısır’a ve Suriye’ye egemen olmalarından sonra, bu coğrafyada süregelen vergilendirme sisteminin devam ettirilmesi sürecinde gerçekleşmiştir.[12] Sözcüğün “vergi” kurallarına ilişkin anlamının ise zamanla toplumsal yaşamın farklı alanlarına da uzandığı ve süzülerek bugünkü biçimini kazandığı ifade edilmektedir.[13]

Kuruluş döneminde gelenek kurallarının mirasını taşıyan Osmanlı Devleti’nde de, şeriat kurallarının dışında kalan alanda, vezirlerin ve paşaların yürürlüğe koyduğu düzenlemeler, hatta yetkili bir otoritenin kesin ve açık olarak belirlediği kurallar için “kanunname” kavramının kullanıldığına tanık oluyoruz.[14] Kanunname kavramı, 15’inci yüzyılda II. Mehmet tarafından çıkartılan “Fatih Kanunnamesi”nden, Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadarki sürede, farklı anlamlar taşıyacak şekilde de olsa[15], kullanılmaya devam etmiştir.

KAYNAK:  https://www.tolgasirin.com/post/kanun-yasa

Abone Ol 

bdllhcngz

Masal-hikaye-şiir ve kurgu sanatçısı,kurulması planlanan Türkiye Sanat Kurumu'nun (TÜSAK) fikir babası,araştırmacı,yazar,bilim adamı,uluslararası süper model,halterci. Öğretmen bir baba ve ebe bir annenin 3. çocuğu olarak 1983 yılında o zamanlar Sinop'un Boyabat ilçesine bağlı Saraydüzü köyünde doğdu.İlk öğrenimine 1989'da buradan taşındıkları az ilerdeki,babasının tayin olduğu Çorman Köyü İlkokulu'nda başladı.1990 yılında sanat hayatına başladı.Televizyondan dinlediği masallardan ve hikayelerden etkilenerek masal ve hikaye kurguları yapmaya başladı ve bir dizi masal ve hikaye yaptı ancak bunları kağıda geçirmedi.Ayrıca alışılmış çocuk oyunları oynamak yerine kendi aklından çocuk oyunları türetti ve bu oyunlar arkadaşları tarafından da ilgi gördü.Böylece çok küçük yaşta yaratıcı zekasını çevresine gösterdi.Öğrenimine 1992 yılında babasının tayini dolayısıyla taşındıkları Boyabat İlçesi Hamit Tekin İlköğretim Okulu'nda devam etti.1994 yılında şiir yazmaya başladı ancak şiirlerini yazdığı kağıtlar bir süre sonra kayboldu.Bir süre sonra şiir yazmaya devam etti.1997'de ilköğrenimini tamamladı ve orta öğrenimine buradaki Sağlık Meslek Lisesi Tıbbi Sekreterlik Bölümü'nde devam etti. Buradan 2001'de mezun olunca tıbbi sekreter ünvanı ile devlet memuru olarak atanması gerekirken devlet kurumlarına memur atanması ile ilgili kanun değiştirildiği için devlet memuru olarak atanması yapılmadı. 2002'de ehliyet aldı. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümü'ne girdi. Bu sıralarda önce Kültür Bakanlığına sonra da Başbakanlığa mektup ve dilekçe yoluyla yaptığı Türkiye Sanat Kurumu'nun (TÜSAK) kurulması önerisi kabul edilerek bu konuda çalışma başlatıldı. Bu bölümden onur listesine girerek 2004'de mezun oldukdan sonra 2008'de Anadolu Üniversitesi (Açıköğretim) İşletme Fakültesi İşletme Bölümü'nde lisans eğitimini tamamladı. 2009'da Boyabat'da İş-Kur'un düzenlediği Lambri Kaplamacılığı Kursu'na girdi ve sertifika aldı. 2009 Eylül Ayında Askerliğini Rize Merkeze bağlı Çaykent Beldesi'nde kısa dönem Jandarma eri olarak yaptı. 2010'da sosyal medya ve paylaşım siteleri aracılığı ile yüz modelliği yapmaya başladı. Boyabat İhlas Pazarlamada 45 gün su arıtma sistemi ve temizlik robotu pazarlamacısı olarak çalıştı ancak pazarlamacılık işini yürütemediğinden ayrılmak zorunda kaldı. 2010'da şiirlerini antoloji.com şiir sitesinde toplamaya karar verdi ve burada açtığı hesabında şiirlerini ve çeşitli konulardaki görüşlerini yayınlamaya başladı. Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde hesap açtı ve uzun yıllar kurduğu Türk ve İslam Dünyası Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği hayali için bu sitede bu dernek ismiyle sayfa açtı. Aynı yıl Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde master yapmaya hak kazandı ancak maddi imkansızlıklardan dolayı master yapamadı. Ardından değişik sitelerde hesaplar açtı ve hem sanat hem de araştırmaya dayalı paylaşımlar yapmaya devam etti. Botsvana Cumhuriyeti üniversitelerinden Gazipaşa Üniversitesi'nde alanında uzaktan öğretim yolu ile master, doktora yaptı. Yardımcı doçentlik, doçentlik ve profesörlük ünvanlarını kazandı. Ancak Gazipaşa Üniversitesi'nin denkliği ve kurumsal kişiliği Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK.) tarafından, resmi olarak kabul edilmediği için Gazipaşa Üniversitesi'nde kazandığı bu ünvanlarını kullanmamaktadır. En Başarılı ve İstikrarlı Devlet Siyasi Sistemi isimli videoları kendi adına profesör doktor ünvanı ile sosyal medya aracılığı ile yayınlanmıştır. İlgilendiği meslekler ve işler ile ilgili videoları ve diğer paylaşımları sosyal medyada ilgiyle takip edilmektedir. Halter dalında sporcu lisansı sahibidir. ( Gazipaşa Üniversitesi / BC. Gazipaşa Üniversitesi )

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu